Her insan sıcak bi yuva arar, sohbet edecek bir ortam, bir sohbet limanı arar. Peki ya sığınacak bir limanı dahi olmayanlar?
Yatmaya hazırlanmış iken bir habere denk geldim. Her zaman dinlediğimiz ama sadece bir kulak ile dinlediğimiz aman yine mi aynı şeyler dediğimiz bir haber. Fakat o görüntü gözler önünden gitmeyecek derecede. Sohbet Limanı dediğimiz duraklarda da hep konusu geçer ya hani savaştan kaçan Suriyeliler. Hani ülkenin başına bela olduğunuz söyleriz çoğunlukla. Gelelim habere. Mekan İdlib`in Güney kısmı. Üzerlerine yağan bombalardan kaçan ve çadır kente yerleşen Suriyeliler. Kışın tam ortası. Soğuğun kol gezdiği zamanlar. Çocuklarımızı dışarı çıkartırken lahana gibi giydirdiğimiz, aman hasta olmasın diye tir tir titrediğimiz dönemler. Evde kombileri son derece artırırız üşümemek adına. Sıcak sular hazır. Ne rahat bir yaşam. Çadır kent… Ne soba var ne yeteri miktarda gıda.
Kendi çocuklarımızı sakındığımız bu kış ayında onlar çocuklarını koruyacak hiç bir şey yapamıyorlar. Çocukların ayaklarında ayakkabı sırtlarında montlar yok. Çamur kar olan yerlere çıplak ayaklarla basıyorlar. Çadır da ısınırlar mı sanıyorsunuz. Hayır. Isınacak bir şeyleri yok. Sadece etraflarını örten bir bez parçası. Dünyanın insafına muhtaç bu yavrular, gelecek yardımları bekliyor. Kendi ülkelerinde belki de zenginlik bolluk içerisinde yaşayan bu insanlar artık başka bir memlekette bir avuç suya muhtaçlar. Hiç biri değil de, o çocukların yerine kendi çocuklarını koymaya daha dayanamazken insan, nice bu gibi haberleri kulakları tıkalı, gözleri kör izliyoruz.
Evet, gelen göçmenlere belki haksız insifiyatif tanındı. Belki bazıları bu ülkenin nice verdiklerini suistimal etti. Bizim askerimiz orda şehit olurken onlar burda rahatça hayat sürüyor. Böyle diye diye düşüne düşüne kendimizi öyle bir kapattık ki, sohbet limanı dediğimiz ortamlarda dahi kötülediğimiz tek şey Suriyeliler oldu. Suriye sohbet eder olduk iyice. O kadar karardı ki gözlerimiz, bombalardan ölmemek için kaçıp, soğukta evsiz barksız aşsız kalan insanları dahi umursamaz olduk. Haberleri dinlerken kalplere işlemez oldu o halleri.
Vefa Sohbet ederken vefalı olmaktan bahsettik. Bunlar vefasız diye diye hepsini bir tuttuk göçmenlerin. O çocukları izlerken kalpler titremiyor ise, yazıklar olsun bizim insanlığımıza. Müslüman din kardeşimiz diyoruz. Onu geçtik her şeyden önce insanız diyoruz ya, lafta değil de hal de özde insan olabilmek mesele. Sohbet Limanımız bugün merhamet olsun o merhamet tüm kalplere nakış nakış işlesin. O haber, o soğuk havada küçücük çocukların o hali beni derinden yaraladı. Sıcacık evlerimizde yatarken, onların o halde olmaları imtihan. Sadece onlar için değil, tüm insanlık için. Umarım hep beraber bu imtihanı geçebiliriz.
Sohbet Odaları içerisinde gezerken işte bu sohbet limanı olacak mekan dedirtir bazı yerler. Nice bu tip evrensel konulara yer verilir. Siz de girip benim görüşüm işte bu demek istiyorsanız wWw.SohbetMekani.Net ve wWw.Sohbet34.Net adresleri olarak her fikre görüşe açık, hazır sizleri bekliyoruz.
Saygılarımla…
Sende Paylaş: Facebook Tweet Pinterest Google+ Whatsapp