Tadında Sohbet
Tadında Sohbet
Tadında Sohbet başlığı altında çok güzel bir konuya değineceğiz bugün. İhtiyaca binaen olsun diyelim.
Sohbet tadında güzel bir makaleye başlıyoruz.Uzun bir süredir fırsat bulamadığım, ama çok sevdiğim kitap okuma fasıllarına bismillah diyerek başladım. Kitaplığıma gittiğimde tam da ihtiyacım olacak bir kitap gözüme ilişti. Susma sanatı. Evet, konuşmak, kendimizi ifade edebilmek muazzam bir durum fakat bunun yanında susma kavramını da yerinde kullanmak gerekir. Söz gümüşse sükut altındır cümlesi boşa söylenmemiştir elbette. Sohbet muhabbet ederken tadında sohbet etmek, yerinde konuşmak ve gerektiğinde susmak gerekir. Giriş kısmı güzel bir cümle ile başlamış. “Susma, dayanılması çok güç bir hazır cevaptır.” Chesteron`a ait olan bu cümler bir çok insan için geçerli. Karşımızdaki insan özellikle tartışma anlarında susup konuşmadığında, kat ve kat celallenebiliyoruz. Kimi insan sorun var ise anında, o an çözmek ister. Kimisi ise, tartışma büyümesin, sakinleşilsin diye susar. Kimi de suskunluğu ile çok güzel cevaplar verir.
Tadında Sohbet
Tadında Sohbet: Sohbet Damlası
Konuşma yetisi insanlara verilen en büyük nimetlerden birisidir. Kendimizi kolaylıkla ifade edebiliyoruz bu şekilde. Yazarak ya da sesli bir şekilde anlatmak istenilen ne ise karşı tarafa rahatlıkla sirayet ediyor. Lakin konuşmanın da bir adabı vardır. Yeri ve zamanına göre konuşmak. Boş, gereksiz ve malayanilikten uzak, sade ve usulüne göre konuşmak. Her şeyin fazlası karşıdakini sıkıp yorabilir. Sohbet siteleri içerisinde de, gerçek yaşantımızda da bu böyledir. İkili ilişkilerde de buna dikkat etmek gerekiyor. Tadında sohbet, kararında muhabbet. Yine kitabın arka kapağında güzel bir yazı ele almış. Leyla`ya sormuşlar; Sen mi Mecnunu daha çok sevdin yoksa o mu seni? Leyla; O nasıl bir soru elbette ben daha çok sevdim demiş. İyi ama o senin için deli divane oldu? Çöllere düştü, kurtlarla kuşlarla konuşur oldu? İşte demiş Leyla, o gitti Ona buna anlattı aşkını, dert yandı. Ben ise içimde, yüreğimde taşıdım. Hiç kimseyle ne paylaştım, ne de dert yandım. Sizce hangimiz daha çok sevmiş? Susarak insan bir çok şeyi anlatabilir aslında ama anlaşılabilir mi emin değilim. Mesela, kıskanılası bir yerde sessizliği seçen bir sevgili Özdemir Asaf`ın dediği gibi ” Sende gördüğümü görecekler diye ödüm kopuyor!” çığlıkları atıyor olabilir.
Evet, her anlatılmak istenen konuşarak mı anlatılır? Bazen insanın sessizliği, suskunluğu nice anlatılarla doludur. Hele de yanyana ise insanlar dudak susar, gözler konuşmaya başlar. Bir bakış kalpteki şeyi dilden çok daha iyi anlatır. Duygu yoğun ve sürekli dile vuruyor olsa da, bazen saklayıp değerli kılmak gerek. Hazineyi saklar gibi kalpteki güzel duyguları da yazılara değil gözlere saklamak gerekir. Hal dili denen bir şey vardır ki, nice kelimeden daha güzel tesir eder. Oturuşu, kalkışı, davranışı ile çok şey anlatır bazen insan. Suskunlar meclisinden örnek vermiş kitap. Hal ile nasıl konuşulduğunun en zarif örneğidir bu kıssa.
Tadında Sohbet
Tadında Sohbet: Suskunlar Meclisi
İran`da geçmiş dönemlerde bilginlerin ve şairlerin kurduğu bir meclis varmış. Suskunlar meclisi adı verilen bu topluluğun üyelik ilk şartı; çok düşünmek, az yazmak ve çok az konuşmaktı. Üye sayısı ds kısıtlı, çok kişiye yer verilmezmiş. Meşhur Şair ve bilgin Molla Cami meclisin bir üyesinin öldüğünü duyunca yerine aday olmak için bu meclise gider. Kapıda bekleyen kapıcıya kağıdı verir ve bilginlerin olduğu yere gönderir. Bilginler teklifi duyunca üzülürler çünkü ölen kişi yerine birini almışlardır ve Molla Cami de orayı hak eden bilge birisidir. Meclis üyesi bir bardağı tamamen su ile doldurarak Molla Cami ye gönderir. Molla Cami, bir damla daha koysak bardak taşacaktı mesajını anlar…
Bunun üzerine orada bulunan gül dalından küçük bir yaprak koparır ve suyun içine koyar. Bardak taşmaz. İçeriye gönderir. Meclis üyeleri bu zarif cevabın manasını anlarlar. Bunun üzerine üyeler bu değerli bilgini aralarına almaya karar verirler, listeye eklerler. 30 kişilik listede 31 yazmak yerine 30 un yanına bir sıfır daha koyarak 300 yazarlar. Yani meclise on misli değer kattığını belirtirler. Molla Cami bundan hoşnut kalmaz ve o sıfırı silerek 3 ün önüne koyar. 030. Alçakgönüllü insan, kendini solda sıfır sayıyor, bardağı taşırmadığı gibi o meclisin yapısını da etkilemeyeceğini söylemek istiyordu. İşte dil ile ikrardan daha etkili bir yöntem hal dili… Zerafetin boyutunu çok güzel ortaya koymuş.
Tadında Sohbet odaları içinde sohbet ederken, sözlerin güzeli, Efendimizin sözlerine de yer verelim. “Dilini koru”. Şer konuşacak isen sus, susmak en hayırlısıdır. “Susmak hikmettir. Fakat bunu yapanlar azdır.” Mesnevi içerisinde de az konuşmak ile alakalı bir çok ayrıntı bulunur. Lafın özü, söz kifayetsiz kalacaksa susmalı insan. Fazladan izahat, lisanen kabahattir. Çünkü, “Konuşmak ihtiyaç olabilir, ama susmak bir sanattır...” (Goethe). Sükutu altın bilip, yeri geldiğinde susabilen, sessizliği ile asaleti tasiyabilen insanlardan olabilmek temennisi ile…
Sende Paylaş: Facebook Tweet Pinterest Google+ Whatsapp